608 syf.
10/10 puan verdi
"İnsanın kalbinde böylesi bir boşluk duygusu uyandırabilen çok az yazar biliyorum."
Bernand Levin
Geçen ay okuduğum 
Ekim Çocuğu kitabı için "büyük ihtimalle bu sene okuduğum en iyi kitap" demiştim, biraz acele etmişim.
"Bir jest, basit bir karşılık olmalı ama ne olduğunu bulamıyor ve bu arada zaman hızla tükeniyor. Nesi
Hasarlı bir çocukluğun ürünü kendisi, bunu uzun zaman önce çözdü; fakat onu asıl şaşırtan, hasarın en kötüsünü evin yalıtılmışlığında değil, dışarıda, okulda almış olması.
Sayfa 591
Babasının göğsünün o eski sevinçle yeniden kabarmasını istiyordu; bir saatliğine bile olsa o yitik gençliği yeniden yaşamasını, o anki ezik ve aşağılanmış hayatını unutmasını istiyordu. Her şeyden öte, babasının onu bağışlamasını istiyordu. Beni bağışla, demek istiyordu babasına. Babasının, Bağışlamak mı? Allah aşkına, bağışlayacak ne var, demesini istiyordu. Ve bunun üstüne, yeterince cesaret toplayabilirse, sonunda her şeyi itiraf edecekti: Tebaldi plağını kasten ve hesaplanmış bir kötü niyetle çizdiğim için beni bağışla. Ve daha fazlası, anlata anlata bütün gün bitiremeyeceğim kadar fazlası için. Sayısız alçaklığım için. O şeyleri doğuran yürekteki alçaklık için. Kısacası, doğduğum günden beri hayatını mutsuz etmek için, üstelik başarıyla, yaptığım onca şey için.
Sayfa 590
O, gülmede sınıfının en alt sıralarında. Kasvetli biri: Dünya onu böyle görüyor olmalı, tabii görüyorsa. Kasvetli biri; oyunbozan; mıymıntı.
Sayfa 587
"(...) Sonra Manuel, Mr. Coetzee'yi evimize getirdi ve görür görmez onun bir tanrı olmadığını anladım. Otuzlarının başında, diye tahmin yürüttüm, kötü giyinmişti, saçç tıraşı kötüydü ve olmaması gerektiği halde sakallıydı, üstelik o sakal da çok seyrekti. Bende ayrıca, neden olduğunu bilmiyorum, bir celibataire izlenimi bıraktı. Demek istediğim, sadece evlenmemiş değil, evliliğe uygun bir adam da değildi; ömrünü din adamı olarak geçirip erkekliğini yitirmiş ve kadınlara karşı yetersizz bir adam gibiydi. Hal ve tavrı da iyi değildi (size ilk izlenimlerimi anlatıyorum). Rahatsız görünüyordu, bir an önce gitmek isteyen bir hali vardı. Uygar bir terbiyenin ilk adımı olan duygularını gizlemeyi öğrenememişti."
Sayfa 510
Uygarlık bu mudur: Ne kadar önemsiz olursa olsun, kimsenin utanmasına göz yumulmaması gerektiği konusunda fısıldanmamış bir anlaşma mıdır?
Sayfa 346
Düzyazı aslında böyle bir şey mi: hüsrana uğrayan yaratıcı ruhların sığındığı ehveni şer seçeneği mi?
Sayfa 244
"Her büyük şaire karşılık, bir aslanın çevresinde vızıldayan tatarcıklar gibi bir alay küçük şair."
Sayfa 202Kitabı okudu
İnsanın kendini kirlenmiş hissetmeden dünyada saklanabileceği bir yer var mıdır?